Kahramanmaraşlı müzik adamı Mehmet Bağlar, kimsede olmayan özel arşivinden Türk Halk Şairlerinin efsane ismi Karacaoğlan’ın hayatındaki kesitleri anlatmıştı. Bağlar bu hafta son olarak Karacaoğlan türkülerini kaleme aldı.

Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın tarihi, kültürü ve bugüne kadar gelmiş geçmiş sanatçılarını anlatan arşivini sadece Manşet Gazetesi ile paylaştı. Bağlar, Arşivinde 7’den 70’e Maraş ile ilgili bilgiler olduğunu söyleyerek, bu özel arşivini sadece bizimle paylaştı. Kahramanmaraş’ın tarihi dokusunu ele alacağımız arşivde, şehrin geçmişten bu güne gelen ozanlarını, bestekârlarını ve sanatçılarına değineceğiz. Her hafta Pazartesi günü bir sanatçıyı konu olarak paylaşacağımız yazılarda İlk olarak konu aldığımız kişi On yedinci yüzyıl Türk halk şairlerinden, etkileyici bir dil ve duygu evreni ile kurduğu şiirleriyle Türk halk şiiri geleneğinde çığır açan Karacaoğlan olmuştu. Bağlar’ın Bağlar bu hafta son olarak Karacaoğlan’ın türkülerini paylaştı.     
                

Volkan Müzik Galerisi Yöneticisi Mehmet Bağlar ’ın kaleminden Karacaoğlan türküleri; 

SULTAN SÜLEYMAN’A KALMAYAN DÜNYA

Sultan Süleyman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin sene de çürüyen canlar Hakk’ın emri ile dirilir bir gün

Ne güzel yapıdır cennet kapısı Çok aradım görünmedi kapısı Benim korktucağım Sırat Köprüsü Cehennem üstüne kurulur bir gün

Karşıki dağlar da karlı dağ olsa Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsa Ağa olsa, paşa olsa, bey olsa Yakasız gömleğe sarılır bir gün

Bu dünyada adam oğluyum dersin Helâli haramı durmayıp yersin Yeme el malını er geç verirsin iğneden ipliğe sorulur bir gün

Gökte yıldırların önü terazi Ülker ile aşar gider birazı Yarın mahşerde de sorarlar bizi Hak mizan terazi kurulur bir gün

Karac’oğian der ki konup göçersin Ecel şerbetini bir gün içersin Sen Sırat Köprüsü’nü bir gün geçersin Amelin eline verilir bir gün

KULAK VERDİM DÖRT KÖŞEYİ DİNLEDİM

Kulak verdim dört köşeyi dinledim Ardımızdan gıybet eden çoğumuş Ben dünyayı sonsuza dek bellerdim Meğer dünya dört sultanlık yerimiş Karşıda uzanır yapraklı dağlar Hastanın derdini bilemez sağlar Her nere vardıysam dertliler ağlar Gezdim şu alemi dertsiz yoğumuş Karac'oğlan der ki dosta sarılam Su değilem bulanıp da durulam Bu dünyada sevdiğine sarılan Ahirette sorgu sual yoğumuş

 BAĞLANDI YOLLARIM KALDIM ÇARESİZ  

Bağlandı yollarım kaldım çaresiz Gayri dünya bana aralandı gel Derildi dertlerim artsız arasız Üst üste dizildi sıralandı gel Yari görse idim haftada ayda Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda Azrail göğsümde canım hay hayda Ciğerimin başı yaralandı gel Karac'oğlan der ki başa yazıldı Gözüm yaşı Ceyhan oldu süzüldü Kefenim biçildi kabrim kazıldı Mezarımın üstü karalandı gel

TGK'nın adayı Özdemir seçimi açık ara kazandı
TGK'nın adayı Özdemir seçimi açık ara kazandı
İçeriği Görüntüle

YUKU BİRE YALAN DÜNYA

Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekine misal Seni eken biçer bir gün Ağalar içmesi hoştur O da züğürtlere güçtür Can kafeste duran kuştur Elbet uçar gider bir gün Aşıklar der ki n'olacak Bu dünya mamur olacak Haleb'i Osmanlı alacak Dağı taşa katar bir gün Yerimi serin bucağa Suyumu koyun ocağa Kafamı alin kucağa Garip anam ağlar bir gün Yer yüzünde yeşil yaprak Yer altında kefen yırtmak Yastığımız kara toprak O da bizi atar bir gün Bindirirler cansız ata İndirirler tuta tuta Var dünyadan yol ahrete Yelgin gider salın bir gün Karac'oğlan der nasıma Çok işler gelir başıma Mezarımın baş taşına Baykuş konar öter bir gün

GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN Görülmeyi Görülmeyi,

Siyah Zülfün Halkalanmış... Aman Aman Örülmeyi Örülmeyi.

Mendilim Yuğdum Arıttım,

Gülün Dalında Kuruttum,

Adin Ne İdi Unuttum...Aman Aman Sorulmayı Sorulmayı..

Seğirttim Ardından Yettim,

Eğildim Yüzünden Öptüm,

Adın Bilirdim Unuttum... Aman Aman Çağırmayı Çağırmayı.

Benim Yarim Bana Küsmüş,

Zülfünü Gerdana Dökmüş,

Muhabbeti Benden Kesmiş... Aman Aman Sevilmeyi Sevilmeyi.

Çağır Karacaoğlan Çağır,

Taş Düştüğü Yerde Ağır,

Yiğit Sevdiğinden Soğur... Aman Aman Sarılmayı Sarılmayı.

BİR AYRILIK BİR YOKSULLUK BİR ÖLÜM

Vara vara vardım ol kara taşa Hasret kodun beni kavim kardaşa Sebep gözden akan bu kanlı yaşa Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

Karac'oğlan der ki kondum göçülmez Acıdır ecel şerbeti içilmez Üç derdim var birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

GEL

Bağlandı yollarım, kaldım çaresiz

Gayri dünya bana aralandı gel

Derildi defterim artsız arasız Üst üste dizildi sıralandı gel

Yâri görse idim haftada ayda Sevip ayrılmaktan ne buldum fayda Azrail göğsümde canım hay hayda Ciğerimin başı yaralandı gel

Karac'oğlan der ki başa yazıldı Gözüm yaşı ceyhun oldu süzüldü Kefenim biçildi, kabrim kazıldı Mezarımın üstü karalandı gel

 

Derleyen: Emre Akkış