Futbol kulüplerinde yönetici olma arzusu, bazı işadamları için “ağrısız başım, dertsiz aşım” iken bazıları için de cazip turistik bir mekân, kısa bir uğrak yeri gibidir Kulüp yöneticisi olmak istemenin derinliklerinde yatan gizemli duygu nedir? Niçin yönetici olmak istenir? Kısaca bulundukları ortamda ismen öne çıkamama, sosyal statünün, kartvizit eksikliğinin yanı sıra magazin boyutunda yerel veya ulusal gazetelerde ön sayfalarda haber olamama, siyasi beklentinin yanı sıra yaptığı işi ile ilgili gelişmelerin kapılarını açacak protokol ile iletişim eksikliğini gidermek için diye özetlenebilir.   Genel anlamda yöneticilik, kulağa hoş gelen ve diğer kelimeler nazaran özgül ağırlığı daha fazla olan bir kelime Kulüp yöneticiliği haz ve güç ile harmanlanmış daha hoş bir kelime Peki, yönetici olmak için hangi vasıflara sahip olmak gerekir, koca bir hiçççç, yani herkes…   Kulüp yöneticiliğinin, iş veya ticaret yöneticiliği ile genlere dayalı bir akrabalık ilişkisi yoktur TFF bilgi bankası birçok başarılı iş adamının futboldaki iflas belgeleri ile nasıl başarısız olduğunun kayıtları ile doludur. Yaygın şekilde futbolu güzel yapan şey teoride herkesin bilmesi, herkesin yorum yapabilmesi Ama pratikte ise ilk tanıştıkları şey ise aslında futbolu bildiğini zannettikleri gerçeğidir. Birçok örnek vardır, büyük vaatlerle gelerek seri film çekmeyi düşünürken kısa reklam filmi çekerek benim biraz işim çıktı söylemleriyle eyvallah diyen.   Sportif başarının kalıcı olamamasının, temel sebebi de aslında budur İyi yönetememek Spor yöneticiliği uzmanlık, tecrübe ve profesyonellik gerektirir Profesyonellerden yardım almak yerine TV de seyrettiği maç yorumlarını dinleyerek benim düşündüklerimi söylüyor diyerek kendini üstat yorumcu sananlarla değil, Aslında kabul edilir bir gerçek değil midir? Herkesin bildiği işi yapması. İlk geldiğinde ofsayt kelimesini bile bilmezken, 3 ayda futbol tarihine ofsayt ile ilgili birkaç cilt kitap yazmayı düşündüğünü söyleyenlere de şahit olunan bir ortamda.   Şehir takımlarından ziyade Belediye spor gibi Kurum takımlarında bu iş daha da kötü, Çünkü tecrübesizlik ve acemilik sebebiyle 1 liraya yapacağın işi cebinden para çıkmadığı için 100 liraya yapılır!!! Hesap kitap sorulmaz, sorumlu olmazsın, havanı atar istediğin zaman arkanda bıraktığın enkaza da kim yapmış acaba pişkinliği ile bakarak çeker gidersin. Ne güzel… Kaybeden kim? Maalesef kaybeden bu işten ekmek yiyecek, yetenekli gençlerimizin geleceği oluyor…